22 Haziran 2015 Pazartesi

KÜRESELLEŞME, TEKNOLOJİ, İNTERNET, SOSYAL MEDYA BAĞLAMINDA EĞİTİMİN GÜNCEL SORUNLARI


KÜRESELLEŞME, TEKNOLOJİ, İNTERNET, SOSYAL MEDYA BAĞLAMINDA EĞİTİMİN GÜNCEL SORUNLARI

     Son 20 yılda çok fazla duyduğumuz, günlük hayatımızdaki konuşmalarımızda kullandığımız ve yaşantımızın  neredeyse her alanında etkilerini hissettiğimiz “ Küreselleşme ” kavramının tanımını yapmak konuyu daha iyi anlama ve doğru bir temele oturmamız açısından anlamlı olacaktır. Aslında bu kavram 80’ lerin sonunda Sosyalist Blok’ un çökmesi ile öne çıkmış, iki kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya geçildiği aşamada günlük hayatımıza girmiştir. Dünyanın nasıl yönetileceği yeniden nasıl şekillendirileceği 20. yüzyılın son çeyreğinin ana konusunu teşkil etmiştir. Bu süreçte çok büyük ve sarsıcı coğrafi, demografik, sosyal, ekonomik ve siyasi dramatik değişimler yaşanmıştır. Dünya iki siyasi kutuptan, iki üretim kutup una geçiş yapmıştır.
 

 
     Bu kutuplar Silah Üreticileri ve Bilişim Hizmet ve Ürünleri üreticileridir. Küresel baş oyuncu ABD’ de bu denklem siyasi ve ekonomik sonuçları ile politikasını oluşturmuş ve sözde politik yarışı Bilişimciler kazanmış ve dünyaya barışın geleceği rüyaları gördürülmüş ve insanlığa en son medya teknikleri ile pompalanmıştır. Halbuki gerçek böyle olmamış, başta orta doğu olmak üzere dünyanın çeşitli coğrafyalarında kanlı savaş ve çatışmalar yaşanmış, ayrışmalar meydana gelmiştir. Bilişimcilerin küreselleşme adına bize kazandırdıkları yegane kazanım ölümleri canlı canlı izletmek ve medya ile akıl almaz algı operasyonlarına imza atmak olmuştur. Silah sanayi ile ayrı düştüklerini ve politik temelde de çok ayrı kutuplarda olduklarını sanmak en hafif deyim ile Polyannacılık olarak adlandırılabilir.

     Dünyanın kutupsuz tek düzenli hale gelmesi öyle basit dinamikler ile meydana gelen bir süreç değildir. Çünkü küreselleşme, ekonomik, siyasal, teknolojik ve kültürel boyutları olan ve bu boyutların kendi aralarında etkileşimde bulunduğu karmaşık yapıda bir süreçtir.
 
     İşbu çalışma bağlamında küreselleşme, en basit anlamda, yerkürenin farklı bölgelerinde yaşayan insan, toplum ve devletler arasındaki iletişim ve etkileşim derece sinin “ karşılıklı bağımlılık “ kavramı çerçevesinde giderek artması olarak tanımlanabilir. [1]
 
     Küreselleşme kavramının en dikkat çekici özelliklerinden biri, beklenen etkilerinin çok sayıda ve çeşitli olduğu izlenimini vermesidir. Küreselleşme, yalın toplumsal gerçekleri oldukça aşan spekülasyonlar, varsayımlar, güçlü toplumsal imgeler ve metaforlar üretme kapasitesiyle olağanüstü doğurgan bir kavramdır.

 
     Küreselleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin değiş-tokuşundan doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir.[2][3]
 
     Tüm bu açıklamaların eşliğinde, küreselleşmeyi aşağıdaki gibi sistematik olarak sıralamak mümkündür ve biz konu başlığımız gereği küreselleşmenin “ Teknolojik / İletişimsel Boyutu “ ve “ Kültürel Boyutu “ üzerinde duracağız.

     KÜRESELLEŞME KAVRAMININ BOYUTLARI
 
1- Ekonomik Boyut
2- Siyasi / Güvenlik Boyutu
3- Teknolojik / İletişimsel Boyut
4- Çevresel / Demografik Boyut
5- Kültürel Boyut


     TEKNOLOJİ VE KÜLTÜR
 
     1456'da ilk kitabın Gutenberg'in matbaasında basılması, 1896'da ilk modern olimpik oyunların yapılması ve 1965'te ilk geniş alanlı bilgisayar şebekesinin ABD'de kurulması ( internetin öncüsü ) dünyanın küreselleşmesini sağlayan olaylara örnek gösterilebilir.
 
     Çağdaş küreselleşmenin en önemli tetikleyicilerinden biri de özellikle son dönemde artan bir hızla gelişen iletişim devrimine ilişkindir. Literatürde, “üçüncü sanayi devrimi” olarak da adlandırılan bu devrimin özellikleri arasında veri iletiminde mikroişlemciden ve uydu teknolojilerinden faydalanılması, bilginin saklanması, depolanması, işlenmesi ve iletilmesinde dijital ortamlardan yararlanılması ve iletişim araçlarının üretim ve kullanım maliyetlerindeki radikal düşüş seyri sıralanabilir. [4]

 
     Yukarıda belirtilen hususlara ilişkin birkaç çarpıcı istatistiksel bilgi şu şekildedir: 1 milyon mega bitlik bir veri, 1970 yılında Boston’dan Los Angeles’ a 150 bin ABD Doları civarında bir maliyet karşılığında ulaştırılırken, aynı işlemin bugünkü maliyeti 12 cent civarındadır. New York’ dan Londra’ya üç dakikalık bir telefon görüşmesinin 1930 yılındaki maliyeti 300 dolar iken, bugün 20 cent civarındadır. 1993 yılında dünya genelinde yalnızca 50 internet sitesi bulunurken, bundan sadece sekiz yıl sonra, 2001 yılında bu rakam 350 milyona ulaşmıştır. [5]

 
     Kültürü ise, genel anlamda bir topluma özgü maddi ve manevi değerler bütünü olarak ele alırsak, yazımızın başında yapılmış olan tanımların rehberliğinde küreselleşmenin kültür üzerinde önemli etkiler doğuracağını rahatlıkla söylemek mümkündür.
 
     Özellikle iletişim devrimin bir sonucu olarak, günümüzde, tüm dünya genelinde bireyler ve toplumlar arasındaki etkileşim oldukça ileri bir seviyede bulunmaktadır. Bu sayede, söz konusu bireyler ve toplumlar arasında daha önceden birbirlerine yabancı gelen yaşam tarzları temelinde ortak bir payda oluşmakta, farklı zevkler, ilgi alanları gibi konularda belirli bir ahenk, hatta tekdüzelik sağlanmaktadır. Bir anlamda, global bir kültür ve birikim ortaya çıkmaktadır.

 
     Ancak, bu noktada unutulmaması gereken husus küreselleşme dinamiklerinin zaman zaman anılan kültürlerarası ahenkten ziyade farklılaşma ve ayrışmayı da tetikleyebilmesi, öte yandan kültürel etkileşimin çift yönlü bir biçimde seyrederek “küreselin” “yerele” ulaşması kadar, “yerelin” de “küresele” ulaşmasının söz konusu olmasıdır.

 
      İNTERNET

     Kimilerine göre çağın hatta çağların buluşu kimilerine göre ise tam bir  bilgi çöplüğü. İşte bu iki zıt uç arasında internet ve kullanımını kısaca irdelemek yararlı olacaktır.
 
 Tanımın Türkçe karşılığı olarak “ Veri Ağı “ uygun düşmektedir. Kişisel bilgisayarların oldukça düşen üretim maliyetleri kullanımı çok yaygınlaştırmış, bilgisayar özelliklerinin akıllı telefonlarda kullanımı internet kullanımını ve kullanıcı sayısını akıl almaz derecede yükseltmiştir.
 
     Öyle ki, The World Fact Book'a göre Türkiye’de cep telefonu abonesi 2013 yılı sonu itibari ile 69 milyon ve nüfusa oranı ise % 90 ile dünya sıralamasında ilk on sırada yer almaktadır. [6]

     2001 yılında Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi olan Yrd. Doç. Dr. Fatih Bayraktar’ ın yapmış olduğu “ İnternet Kullanımının Ergen Gelişiminde Rolü “ konulu araştırmanın sonucunda;
 
     İnternet'in çoğunlukla erkek ergenler ve üst sosyo-ekonomik düzeydeki kişiler tarafindan kullanıldığı bulunmuştur. Sosyo-ekonomik düzey arttıkça İnternet kullanımı da artmaktadır. Internet kullanan ergenler İnternet'i çoğunlukla eğlence ve iletişim amaçlı kullanmaktadırlar. Bu sonucun, internet'in eğitim dışı kullanımıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Araştırmada internet'te yapılan chat'in niteliğine bakılmış ve chat sırasında ergenlerin çoğunlukla kendilerini olduğundan farklı gösterdikleri, karşılarındaki kişilere genellikle güvenmedikleri ve dostluk kurmadıkları bulunmuştur. Bu sonuçlar internet'te oluşturulan ilişkilerin gerçek hayattaki ilişkilerin yerini tutacak nitelikte olmadığını düşündürmektedir. Araştırmada internet'te oynanan oyun türlerine ve bu oyunları oynama şıklığıyla saldırganlık arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Sonuç olarak internet'te çoğunlukla şiddet içerikli oyunların oynandığı ve bu oyunları oynamanın anti-sosyal saldırganlık ve kendine dönük saldırganlıkla ilişkili olduğu bulunmuştur. Yeni bir bulgu olarak Kendine Dönük Saldırganlığın, internet'teki oyunların bağımlılık yaratıcı inter aktif ve üç boyutlu özelliklerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Araştırmada son olarak patolojik İnternet kullanımına bakılmış ve İnternet kullanan ergenlerin %1.1'inin patolojik İnternet kullanıcısı olduğu bulunmuştur. Araştırma bulgularına göre depresif kişilerin daha çok patolojik şekilde İnternet kullandığı ve patolojik İnternet kullanıcılarını çoğunlukla chat, müzik, pornografi ve alışveriş sitelerini tercih ettikleri düşünülmektedir. Ayrıca patolojik kullanım arttıkça akademik başarının düştüğü bulunmuştur. [7]


     İnternette çevrimiçi sosyal ağ sitelerinin kullanımını etkileyen motive edici faktörlere baktığımızda ise;
 
     Hakan Dolgun’ un 2012 yılında İzmir Mithatpaşa Anadolu Teknik ve Meslek Lisesi, 9. ve 12 sınıflar arasındaki 600 öğrenci üzerinde yapmış olduğu kontrollü anket  çalışmasında, Ergen öğrencilerin bilgisayar ve akıllı telefonları kullanma nedenleri ve amaçları şöyle bulunmuştur.
 
1- Oyun oynamak
2- Müzik dinlemek
3- Fotoğraf ve video çekmek, izlemek
4- Mesajlaşmak
5- Resim ve görüntü transferi
6- Haberleşmek olarak belirtilmiştir.

     Ergenlerde, akıllı cep telefonuna sahip olma nedenlerinin başında grup psikolojisi ve normları rol oynamaktadır. Gençler bağlı bulundukları grubun normlarına uymaktadırlar. Telefona sahip olmama durumu hele ki model olmayan bir cihaz ergenlerde eksiklik algısı yaratmaktadır. Ayrıca ergenler açısından telefonlar yalnızlıklarını ve can sıkıntılarını gideren neredeyse mucizevi bir ilaç işlevi de görmektedir. Cep telefonuna sahip olma ve kullanımına ilişkin bu reel durum ergen popülasyonunda var olma mit’i ni ve sosyalleşme ihtiyacını karşılamaktadır. [8]
 
     Serkan Ada, Bahar Çiçek, Gamze Kaynakyeşil  K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencilerine yönelik bir anket uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonucunda;
 
 (a) Bilgi arama ve bağlanabilirlik gibi motive edici faktörlerin, cinsiyet açısından farklılık gösterdiğini,
 
(b) Bilgi arama, problem çözme, içerik yönetimi ve bağlanabilirlik gibi faktörlerin ise öğrencilerin içinde bulunduğu sınıf açısından farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Diğer bulgulara göre, işletme bölümü son sınıf öğrencileri, üniversiteye nispeten yeni başlayan öğrencilere göre bilgi arama, problem çözme, içerik yönetimi ve bağlanabilirlik gibi faktörler tarafında, çevrimiçi sosyal ağ sitesi kullanımında daha çok motive olmaktadırlar. [9]

 
     Çevrimiçi sosyal ağ sitelerinin günlük yaşamdaki ve işletmelerdeki önemi giderek artmaktadır. Bunun yanında ticari faaliyetler içinde olan her büyüklük ölçeğindeki işletmeler gün geçtikçe daha çok çevrimiçi sosyal ağ sitelerini iş süreçlerine entegre etme eğilime girmektedirler. Bu sitelerin kullanımı ve önemi artmakla birlikte, gelecekte artık bazı işletme süreçleri için vazgeçilmez araçlar olacakları bariz bir şekilde görülmektedir.
 
     Çevrimiçi sosyal ağlardan en popüler olanları ele alıp eğitsel kullanımlarını incelediğimizde ise şu veriler ve sonuçlar karşımıza çıkmaktadır.


     FACEBOOK VE EĞİTSEL KULLANIMLARI

    Günümüzde, birçok sosyal ağ sitesi mevcuttur ve insanların iletişimini, etkileşimini, işbirliğini, çalışmasını ve hatta öğrenme sürecini bile yeniden şekillendirmiştir. Kullanıcı dostu ara yüzler ve gizlilik özellikleri, bilgisayar okuryazarı olan ya da olmayan pek çok kullanıcının ilgisini çekmektedir. Milyarlarca kullanıcı gerçek kimlikleri ile sosyal ağlar üzerinde çevrimiçi olarak yer almaktadır. Bu denli yaygınlaşan sosyal ağlar, eğitim süreçlerinde de çok farklı amaçlarla etkili bir şekilde kullanılmaktadır.

     Facebook, kullanıcılarının oluşturduğu ağlarda farklı  izin seviyelerinde özel veya herkese açık yazılarla kullanıcıların birbiri ile bağlanmasını, gruplara katılmasını       ve

diğerleri ile kaynakların   paylaşılmasını sağlayan çevrimiçi sosyal ağ yazılımıdır. [10]

     Diğer   çevrimiçi   sosyal   ağ  sitelerine ( MySpace vb ) benzer bir biçimde, kullanıcılar kendilerini çevrimiçi bir profilde tanıtır, arkadaş edinir, diğerlerinin profillerine veya sosyal içeriğe bilgi veya yorum yazabilir. [11]
 
     Bugün itibariyle 1.5 milyar kullanıcısı olan facebook (http://www.Facebook.com/press/info.php?statistics) dünyanın  en büyük sosyal ağı olmasına rağmen, birçok kullanıcısı olan ve büyüyen başka sosyal ağlar da bulunmaktadır. Örneğin, MySpace özellikle müzik ve eğlenceye, Flickr, resim ve video paylaşımına, Twitter, 140 karakterlik mesaj yazmaya ve Ning    insanların ilgilerini tematik olarak keşfetmesine ve açıklamasına odaklanmıştır.  
 
     Heather Rogers Haverback Towson üniversitesinde, “324 Okuma Yöntemleri Grubunun  Bayanları”  olarak  oluşturduğu Facebook  grubunu  öğretmen  adayları   ile okuma dersinde buluşmak için kullanmıştır. [12]
 
     Öğrencilerin Facebook ortamını okul temelli kitapları alıp vermek, kulüpler, grup ödevleri, uygulamalar ve dersler için kullanıldığından bahsetmektedir. Öğrenciler diğer öğretmenleri kendilerine arkadaş olarak ekleyebilir, çalışma konularına ait gruplar oluşturarak veri toplayabilir ve tartışma başlatabilirler. [13]
     Bununla birlikte araştırmacı tarih, edebiyat derslerinde, kültürel rehberlerin hazırlanmasında ve programlama uygulamalarında da bu sosyal ağın kullanılabileceğinden bahsetmiştir. 

     Yine benzer yolla öğrenciler için konulara uygun  resimlerin,  mesajların,  derslere  ait ilgili değişikliği bildirme, bir makalenin veya ödevlerin,  olayların ve uygulamaların Facebook  sosyal  ağında  eğitim  amaçlı kullanılacağı  belirtilmiştir. Ayrıca,öğretmenler   Facebook   ortamında web sitelerine ait adresleri ve videoları gönderebilir,  google belgeleri  ile  bağlantı           takip edenlerin tartışmalarını  tutma, hikâye oluşturarak öğrencilerin sunularını, ödevlerini ve diğer ürünleri paylaşılabilir. [14]   

 
     TWITTER VE EĞİTSEL KULLANIMLARI
 
     2006 yılında Jack Dorsey tarafından geliştirilmesinden bu yana Twitter, dünya çapındaki popülaritesini gün geçtikçe arttırmış ve içerdiği uygulamaların programlama arayüzünün kısa mesaj gönderim ve alımı konusundaki olanaklarıyla internet dünyasının SMS'i olarak anılmaya başlamıştır. [15] 25 Nisan 2011 tarihinden itibaren Türkçe olarak kullanılabilir hale gelmiştir. [16] Twitter üzerindeki kullanıcıların etkisinin takipçi sayısından ziyade kullanıcının tweetlerine gelen retweetlere bağlı olduğu ortaya konmuştur.[17]
 
     Twitter, bir sosyal ağ ve mikroblog sitesidir. Kullanıcılarına tweet (İng. cıvıldama) adı verilen en fazla 140 karakterlik metinler yazma imkânı veren Twitter, çeşitli araçlarla daha etkin kullanılabilen bir yeni nesil iletişim aracıdır. Kullanıcılar tarafından atılan tweetler herkes tarafından görülebilir. Ancak kullanıcılar attıkları tweetleri sadece kendi arkadaşlarının görebileceği şekilde sınırlandırabilir. Kullanıcılar diğer kullanıcıların tweetlerine üye olabilirler. Üye oldukları kişi veya kurumların takipçi sayısını ve bunların kimleri takip ettikleri görebilirler. Tüm kullanıcılar Twitter'ın websitesi aracılığıyla tweetlerini gönderebilir ve alabilirler. Kullanıcılar Twitter'ın websitesine uyumlu harici uygulamalar (akıllı telefonlar gibi) veya belirli ülkelerde erişilebilen kısa mesaj servisi tarafından giriş yapabilirler.
 
     Bu sosyal ağ mobil uygulamalar için önemli bir özellik olmasına rağmen, mikrobloglar web  arayüzleri  ve  mobil  telefonlardaki uygulamalar yardımı   ile de oluşturulabilir.[18]  İnsanların mikro bloglamayı insanların günlük etkinleri konuşmak, bilgi aramak veya paylaşmak için kullandıklarını belirtmişlerdir.
 
     2008'deki ABD seçimlerinde özellikle Barack Obama tarafından sıklıkla kullanılan Twitter'dan Türkiye'deki son yerel seçimlerde de yararlanılmıştır. Ayrıca Twitter, sosyal medyanın en popüler araçlarından biri olarak gösterilmektedir.
 
     New York’ta bir öğretmen ise İngilizce sınıfı için Twitter kullanımını  önermiştir [19]. 140 karakter  dahilinde  Twitter  ortamı,  kitap önerilerini   paylaşmak,  güncel  çalışma konularında   sorular yöneltmek, alandaki önemli  kişileri  ve  uzmanları   takip etmek,TV kanallarındaki güncel olayları izlemek, diğer haber alanlarını  takip etmek ve diğer sınıflarla Twitter üzerinden tartışmak amacı ile kullanılabilir.  Özet olarak, eğitim  ortamlarında Twitter  etkili  bir  şekilde  güncel  olayları, haberleri  öğrenmek,  web  site  adreslerini paylaşmak, düşünceleri paylaşmak, bir olay veya  kişiyi   talip    etmek,  dil öğrenmek, diğerleri ile tartışmak ve işbirliği sağlamak amacıyla eğitim süreçlerinde kullanılabilir.

 
     FLICKR VE EĞİTSEL KULLANIMLARI
 
     Flickr, Yahoo şirketinin fotoğraf paylaşım sitesidir. Şubat 2004'te Ludicorp tarafından geliştirilmiş, ve Mart 2005'te Yahoo tarafından 35 milyon dolara satın alınmıştır. Ücretsiz kullanıcıların toplam 1 TB boyutunda fotoğraf gönderme sınırı vardır. Başlangıçta aylık 20 MB olan bu sınır, Kasım 2006'da 100 MB'a yükseltilmiştir. Buradaki fotoğraflar, fotoğrafın sahibinin seçimine göre, tüm hakları fotoğrafın sahibinde kalacak şekilde ya da Creative Commons lisansıyla yayımlanabilir.Flickr, Nisan 2008'de video paylaşımına da izin vermeye başlamıştır. [20]
 
     Web servisi ve paylaşımında bu kadar popüler olması ve yaygın kullanılmasının nedenlerinden biri, blogger'ların fotoğraf deposu olarak kullanmasından kaynaklanır. Yenilikçi, çevrimiçi topluluk araçları fotoğrafları etiketlemeye ve kategorize etmeye yardımcı olur, bu da popüleritesindeki ciddi artışın nedenlerinden biridir. Eylül 2010 verilerine göre 5 milyardan fazla fotoğrafı barındırmaktadır. [21]
 
     Flickr sadece dijital fotoğraf paylaşım aracı değil  aynı    zamanda  çevrimiçi  fotoğraf yönetim ve 8 milyon kullanıcı  ile paylaşım aracıdır. Flickr sosyal ağına mobil araçlar ile fotoğraf  yüklenebilir  ve  eğer  paylaşım seçenekleri  açık  olursa  bu  fotoğraflar otomatik olarak gönderilebilir veya birkaçfare tıklaması ile Twitter, Facebook, Blogger ve diğer sosyal ağlara gönderilebilir. Flickr sitesine fotoğraf yükleyerek, kullanıcılar resimler üzerinde ortak kullanım lisansı oluşturabilir  veya  “tüm   hakları saklıdır” biçimde etiketlendirebilir. Lisanslama seçeneği Creative Commons 2.0 ve içerik kontrol lisansını içermektedir. Flickr kullanıcıları birçok fotoğrafa  bu  lisans seçenekleri altında erişebilir ve kullanabilir.Flickr   kullanarak etiketleri,  açıklamaları değiştirmek, gruplama   yapmak, dünya haritası  üzerine resimleri yerleştirmek ve fotoğrafları   çevrimiçi  fotoğraf  düzenleme araçları ile düzenlemek olanaklıdır. 
    
      Flickr içerisindeki gruplar yardımı  ile Flickr uygulaması   yaratıcı   bir  biçimde  öğrenme aracı  olarak etkili bir şekilde kullanılabilir. [22]

     Eğitim ortamlarında Flickr öğrenciler veöğretmenler için çeşitli biçimde kullanılabilir.Flickr kullanıcıları uçsuz bucaksız bir şekilde büyüyen fotoğraf arşivinde arama yapabilir, etiketleri veya anahtar kelimeleri kullanabilir. Flickr dijital okur yazarlık, görsel sanatlar ve dil becerileri gibi birçok becerinin kazandırılmasında yardımcı olmaktadır. Sanal müze turunun  oluşturulması,           kelimelerin öğretilmesi,  dijital  fotoğraf  makinasının kullanımının öğretilmesi, dijital öykü oluşturma ve boyamalar ile ilgili beyin fırtınasının yapılması, örnek sınıf içi veya dışı etkinliklerden bazılarıdır.Flickr ortamına aktarılan fotoğraflar çevrimiçi düzenlenebilir, paylaşılabilir veya slayt  gösterisi oluşturmak için bir araya getirilebilir.Animoto, BigHugeLabs  vePhotoPeach programlar sayesinde video görüntüleri oluşturulabilir. Flickr ortamındaki etiketlemeöz elliği sayesinde, “Google Earth” ile bu uygulama kullanılabilir. Ayrıca,görsel tartışmaların oluşturulması, bir şiirin  görselleştirilmesi, okuldaki  olayların  görselleştirilmesi ve  e-portfolyolarn  oluşturulması amacı   ile  de kullanılabilir. Flickr etkili bir şekilde görsel sunuların, koleksiyonların ve videoların   hazırlanmasında, tüm konu alanlarında tartışma, beyin fırtınası amaçlı olan tüm etkinliklerde,   öğrenme   için görsellerin oluşturulmasında, öğrenme ve değerlendirme amaçlı e-portfolyo oluşturulmasında  etkili bir biçimde kullanılabilir.

     Son olarak, bu gibi uygulamalar sayesinde insanlar arasındaki küresel bağlantıda yeni bir dönem  başlamıştır.  Bu  sosyal  ağların kullanımları ve dijital okuryazarlık sayesinde düşünceler  ve  yenilikler,  dünya  üzerinde eskiden  olmadığı   kadar  hızlı   bir  biçimde yayılmaktadır. [23] 


     Teknolji ve bilişim alanındaki bu müthiş gelişim ve değişimden en çok etkilenen kurumlardan biride kütüphanelerdir.
 
     Kütüphaneler artık sadece “tuğla ve harç”tan oluşan işletmeler değildir. Internet ve Web, zaman ve mekân engellerini ortadan kaldırarak 7 gün 24 saat bilgi hizmetlerine erişimi mümkün hale getirmiştir. Kütüphane koleksiyonları ve hizmetleri teknolojik gelişmeler aracılığıyla kütüphane duvarlarının dışına taşınmıştır. Örneğin, kullanıcılar dergilerden yararlanmak için artık kütüphaneye kadar gitmek zorunda değildirler. Masaüstü veya dizüstü bilgisayarlar ya da cep telefonları kullanarak kütüphanenin web sitesine kolayca erişebilmekte, makale, müzik ya da görüntü indirebilmektedirler. Kullanıcılar bu işlemleri bulundukları ortamı (örneğin, Web, bir öğrenim yönetim sistemi ya da bir sosyal ağ) değiştirmeden de yapabilmektedirler. Başka bir deyişle, kütüphaneler günümüzde sadece fiziksel mekânlar değil, kullanıcıların çalışma ortamlarına ve sosyal ağlara gömülmüş sentezlenmiş, uzmanlaşmış ve mobil bilgi hizmetleri sunan sanal ortamlardır. [24]


     Genellikle “ağ kuşağı” olarak anılan ve dijital medya ile büyümüş yeni nesil hakkında birçok araştırma yayımlanmıştır (örneğin, Tapscott, 1998, 2009). Marc Prensky (2001a, 2001b) “Dijital Yerliler, Dijital Göçmenler” adlı çalışmasında Internet, bilgisayar ve cep telefonu gibi dijital medya araçlarını kullanarak yetişen günümüz öğrencilerinin öğrenme tarzlarının, daha çok basılı kaynakların kullanıldığı ortamda yetişmiş olan öğretmenlerinin öğrenme tarzlarından farklı olduğu gerçeğine dikkat çekmişti. Prensky ilk grubu “dijital yerliler”, ikinci grubu ise “dijital göçmenler” olarak adlandırmıştı. Sürekli bağlantılı olan dijital yerliler bilgiye hızla erişmek isterler. Metin yerine grafiği, bir makaleyi baştan sona doğrusal bir biçimde okumak yerine kapsül halinde rastgele okumayı (örneğin, hipermetin ortamlarında bir yerden bir yere atlayarak okumayı), “ciddi” çalışma yerine oyunları yeğlemekte, birçok işi aynı anda yürütmektedirler. [25]


     Yine, Prensky dijital yerlilerin dijital göçmenlerden farklı düşünmekte ve bilgiyi de tamamen farklı bir biçimde işlediklerini söylemektedir.. Bilgisayarlarla büyüyen çocuklar bizden farklı düşünmektedirler.

     İşte tam bu yüzden de var olan klasik anlamdaki kütüphaneler yapısal ve faaliyetlerinde teknolojik transformasyonlara gitmektedirler. Digital ortam kitapları, dergileri, gazeteleri bu değişimin en somut göstergeleridir.

 
     Ülkemiz eğitim alanında dünyada yaşanan bu teknoloji ve bilişim değişim ve gelişmelerinden geri kalmamak üzere çok önemli bir proje olan FATİH Projesi’ ni başlatmış, öncelikli olarak orta öğretim kurumlarını akıllı tahtalar ile donatıp internet alt yapısını oluşturmuş, interaktif öğrenme ve öğretme süreçlerini etkin kılmak için ücretsiz e- tablet dağıtımını gerçekleştirmiştir. Proje devam etmekte Faz 2 aşamasındadır. Bu kapsamda tüm öğretmenler 7 gün süreli 35 saatlik Akıllı Tahta ve Bilgisayar uygulamaları Hizmet İçi Kursları’ na alınıp sertifikalandırılmışlardır.


     Bilgisayar Destekli Eğitim öğrenci-öğrenci yada öğrenci-öğretmen etkileşiminin olmadığı, yalnızca öğrenciyle bilgisayarın iletişimine dayalı bir sistem değildir. Elde edilen bu sonuca baktığımızda günümüzde artık BDE ve BDÖ kavramları daha doğru biçimde kullanılmaktadır. Kavram kargaşası ortadan kalkmıştır. Yine başka bir sonuca göre Bilgisayarın öğretme-öğrenme sürecinde kullanımı yoluyla anında dönüt-düzeltme ya da pekiştirec sunma gibi öğretim ilkelerini başarıyla uygulamak mümkün olmaktadır. Ayrıca Bilgisayar öğrenciye arkadaş baskısı eleştirisi olmadan, kendi öğrenme ihtiyaçlarını karşılayacak sayıda tekrar ve alıştırma yapma fırsat ı vermektedir. Yazılımlar öğretim ilkelerine uygun hazırlanmasalar da belki bazı renk, ses ve animasyonlardan dolayı zevkli öğrenme ortamları yaratabilmekte ve bu nedenle öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. BDE’de öğretmenler yeterli yetiştirildiğinde öğrencilere de yeterli yardımı sağlayabilmektedir. [26]
 
     Bu bağlamda, internet kullanan öğretmenlerin yaşlara ve mesleki deneyimlerine göre internet kullanımları incelendiğinde, internet kullanımı 21 ile 35 yaş arasındaki ve 1 ile 15 yıl deneyime sahip öğretmenlerde yoğunlaşmaktadır. İnternet kullanan öğretmenlerin interneti kullanım amaçlarına bakıldığında ise, internetin en çok iletişim amaçlı kullanıldığı görülmektedir. İnternetin Bilgisayar ve Fen Bilgisi öğretmenleri tarafından en fazla e posta ya da meslektaşlarıyla bilgi paylaşımı, sohbet ve bilgiye ulaşma amaçlı kullanıldığı görülmektedir. Öğretmenlerin % 84’ ü internetin öğretim sürecine katkıda bulunduğunu düşünmektedirler. Öğretmenlerin %46’ sı internetin mesleki gelişimlerine katkıda bulunacağını belirtmişlerdir. [27]

Dr. Hakan Dolgun (PhD)
Uzm.Pedagog
Konak & Hisar Anadolu İHL

Kaynaklar :

1. Bayar, Fırat. ( 2008 ) Uluslararası Ekonomik Sorunlar, Küreselleşme Kavramı ve Küreselleşme Sürecinde Türkiye, ss: 25, T.C Seul Büyükelçiliği

2. Al-Rodhan, R.F. Nayef and Gérard Stoudmann. (2006).Definitions of Globalization: A Comprehensive Overview and a Proposed Definition.

3. Albrow, Martin and Elizabeth King (eds.) (1990). Globalization, Knowledge and Society London: Sage. ISBN 978-0803983243 p. 8. "...all those processes by which the peoples of the world are incorporated into a single world society."

4-5. Bayar, Fırat. ( 2008 ) Uluslararası Ekonomik Sorunlar, Küreselleşme Kavramı ve Küreselleşme Sürecinde Türkiye, ss: 29, T.C Seul Büyükelçiliği

6. Dolgun , Hakan. Gün Geçtikçe Küçülen Yeni Bağımlılığımız Akıllı Telefonlarımız ve Buna Karşın Büyüyen Yalnızlığımız, Fidan Dergisi, 83.Sayı Ocak 2015,ss: 27, İzmir


7. Bayraktar, Fatih. İnternet kullanımının Ergen Gelişimdeki Rolü, Ege Üniversitesi Açık Erişim Sistemi, URI:http://hdl.handle.net/11454/517, 2001, İzmir

8. Dolgun , Hakan. Gün Geçtikçe Küçülen Yeni Bağımlılığımız Akıllı Telefonlarımız ve Buna Karşın Büyüyen Yalnızlığımız, Fidan Dergisi, 83.Sayı Ocak 2015,ss: 27, İzmir

9. Ada, Serkan. Çiçek, Bahar ve Kaynakyeşil , Gamze. Çevrimiçi Sosyal Ağ Sitesi Kullanımını Etkileyen Motive Edici Faktörler Üzerine Bir Araştırma, K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, Kahramanmaraş, ada13126@gmail.com, bahar_flower23@hotmail.com, gamzekaynakyesil@hotmail.com
 
10. Gonzales, L.,Vodicka, D. ‘Top Ten Internet Resources for Educators’. Leadership. 2010, pp. 32-37.

11. Peluchette, J., Karl, K. ‘Examining Students’ Intended Image on Facebook: " What Were They Thinking? ", Journal of Education for Business, Vol. 85, 2010, pp. 30–37.

12. Haverback, H. R. ‘Facebook: Uncharted  Territory in a Reading Education Classroom’. Reading Today, 2009, pp. 34.

13. Brown, A. ‘Educational Uses of Facebook’. Paper presented at 2008 Conference on Information Technology in Salt Lake City, Utah, 2008. URL: http://cit.ceu.edu/mat/t/t26.pdfhttp://cit.ceu.edu/mat/t/t26.pdf

14. Muñoz, C. L. Towner, T. L. ‘Opening Facebook: How to Use Facebook in the College Classroom’. Paper presented at 2009 Society for Information Technology and Teacher Education conference in Charleston, South Carolina, 2009. URL: http://www46.homepage.villanova.edu/john.i mmerwahr/TP101/Facebook.pdf

15. D'Monte, Leslie (2009-04-29). "Swine flu's tweet tweet causes online flutter". Business Standard. http://www.business-standard.com/india/news/swine-flu%5Cs-tweet-tweet-causes-online-flutter/356604/. Retrieved 2009-05-28. "' İnternet üzerinden SMS', Twitter bir ücretsiz sosyal paylaşım ve mikro-blog servisi "


17.  Furkan Gürsoy-Twitter'da Viral Reklam Kampanyası Örgütlemek

18. Java, A., Song, X., Finin, T. Tseng, B.‘Why we Twitter: Understanding micro-blogging usage and communities’. Proceedings of the 9th WebKDD and 1st SNA-KDD 2007 workshop, 2007.

19. Messner, K. ‘Pleased to Tweet You’. School Library Journal, 2009, pp. 44-47.

20. "An Amazing 8 Years" ( İngilizce ). blog.flickr.net. 10 Şubat 2012. Erişim tarihi: 9 Mart  2015.

21. "Flickr.com Site Overview" ( İngilizce). Alexa. Erişim tarihi: 9 Mart 2015.

22. Gonzales, L.,Vodicka, D. ‘Top Ten Internet Resources for Educators’. Leadership. 2010, pp. 32-37.

23. Gülbahar, Yasemin. Kalelioğlu, Filiz. ve  Mardan, Orçun. Sosyal Ağların Eğitim Amaçlı Kullanımı. Başkent Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü, Ankara gulbahar@baskent.edu.tr, filizk@baskent.edu.tr, omadran@baskent.edu.tr

24. Murray, R. ( 2006 ). Library systems: synthesise, specialise, mobilise. Ariadne, No. 48. http://www.ariadne.ac.uk/issue48/murray/.

25.  Prof.Dr. Tonta, Yaşar. Dijital Yerliler, Sosyal Ağlar ve Kütüphanelerin Geleceği,  Türk Kütüphaneciliği 23, 4 (2009), 742-768Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü.

26. Öğr.Gör. ARSLAN, Berrin. Bilgisayar Destekli Eğitime Tabi Tutulan Ortaöğretim    Öğrencileriyle Bu Süreçte Eğitici Olarak Rol Alan Öğretmenlerin BDE’e İlişkin Görüşleri, ss: 74, The Turkish Online Journal of Educational Technology – TOJET October 2003 ISSN: 1303-6521 volume 2 Issue 4 Article 10

27. Doç.Dr. Akkoyunlu, Buket. Öğretmenlerin İnternet Kullanımı ve Bu Konudaki Öğretmen Görüşleri, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, ss: 6, Sayı : 22 : 1-8 ( 2002 )
 

22 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştrdiğimiz KÜRESELLEŞME, TEKNOLOJİ, İNTERNET, SOSYAL MEDYA BAĞLAMINDA EĞİTİMİN GÜNCEL SORUNLARI “konulu KONAK ANADOLU & HİSAR KIZ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ seminerinden görüntüler.

Fotoğaflar / Photos : Mithat KURT
 
 
22 HAZİRAN 2015
İ Z M İ R

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder